Yıldızı yükselen vitamin – K vitamini

İskeletimiz için son derece önemli ve miktarları bakımında da en fazla bulunan minerallerimizden kalsiyum, fosfor ve magnezyumdan bahsettik. Eksikliklerinin sadece kemik sağlığı açısından değil büyüme, gelişme, sağlıklı kas yapısı, enerji üretimi kas sağlığı, rahat bir uyku gibi bir çok açıdan da önemli olduğuna kısaca yer verdik. Ayrıca potasyum, çinko, selenyum, manganez gibi mineraller de kemik sağlığımız için olmazsa olmazlarımızdandır. Ama D hormonuyla başlayan iskelet konumuzda … Okumaya devam et Yıldızı yükselen vitamin – K vitamini

Kalsiyumun ikiz kız kardeşi – Magnezyum

Oyun kurucularımız, aktif saha oyuncularımız derken iskelet sağlığımız için çok fazla gündemde tutulmayan, konuşulmayan ama olmazsa olmaz minerallerimiz ve vitaminlerimize geldi artık konuşma sırası. İlk olarak kalsiyumun ikiz kızkardeşi magnezyumdan (Mg) bahsedeceğiz. Kemiklerimiz, kaslarımız için olmazsa olmaz mineralimiz olan ama kalsiyum kadar ünlü olmayan, hakkı yeterince verilmemiş bir mineral bana göre. Magnezyum doğada bitkilere yeşil rengini veren kloroplast adı verilen bir molekülün merkezinde yer alan … Okumaya devam et Kalsiyumun ikiz kız kardeşi – Magnezyum

Aktif saha oyuncularımız – Ca ve P

D vitamini veya hormonunu anlatıp kemik yani iskelet sağlığını anlatmamak olmaz. İskelet sağlığı ki şimdi, hayal edelim bir teknoloji üretilmiş ve iskeletimiz içimizden hüp diye çekilip alınmış olsun. Geriye ne kalır? Ben dile getireyim. Dışı deriden yapılmış içi organik ve inorganik madde yığınından oluşmuş şekilsiz çirkin bir alışveriş torbası kalır. Çok sert oldu di mi? Ama gerçek bu. Yıllar ilerledikçe vücudumuzun şekli bozulmaya başlar. İtiraz edenler … Okumaya devam et Aktif saha oyuncularımız – Ca ve P

Görünmeyen çatımız – İskeletimiz

İskeletimizi tanımlamak için kontrüksiyon sözcüğü daha uygun geliyor bana. Anlam olarak birden fazla parçanın bir araya gelmesi ile oluşan bütünü anlatır kontrüksiyon sözcüğü. Ama dilimizi kullanmanın güzelliği ile yola çıkarsak iç iskelet olarak tanımlamak tam yerine oturur. İskeletin dışı da mı olur derseniz, evet, canlılar aleminde dış iskelete sahip bir çok canlı da var. Varolduklarından bu yana genetik özellikleri değişmeden bu güne kadar gelen hamam … Okumaya devam et Görünmeyen çatımız – İskeletimiz

Kolajen – Doğal yapıştırıcı

Son üç dört yıldır gündemde olan bir sözcüğümüz var. Özellikle biz XX kromozoma sahip olanlar için önemli bir hale geldi. Evet, kolajen denilen zamanında sadece bazı ithal kremlerde var olan bir üründen söz ediyorum. Kolajen bir protein çeşididir. “Kolla” sözcüğü latince yapıştırıcı, yapıştıran anlamındadır. Hücrelerimizin arasındaki boşlukları doldurarak, fiziki olarak hücrelerimizi dolayısı ile bedenimizi bir bütün halinde tutan önemli bir yapı maddesidir. Memeli canlılarda vücutlarında … Okumaya devam et Kolajen – Doğal yapıştırıcı

Güneş vitamini – D vitamini, pardon, hormonu

Son yılların ve özellikle pandemi döneminin parlayan güneşi, güneş vitamini olarak da isimlendirilmeye başlayan D vitamini dersek yerinde bir tespit yapmış oluruz. D vitamini bize yağda eriyen ya da çözünen vitamin olarak tanıtıldı. Yani D vitamininin bağırsaklarımızda emilebilmesi için yağ moleküllerine ihtiyacı vardır. Fakat biyokimyasal olarak moleküler yapısı hormon özelliğindedir. Aslında bu vitamin kolesterol öncül maddesinden üretilen steroid yapıdaki bir hormondur. Steroid yapı hakkında minicik … Okumaya devam et Güneş vitamini – D vitamini, pardon, hormonu

Sole — Su ve tuz mucizesi

Sole kelimesini sıvı güneş ışığı ya da sıvılaştırılmış ışık enerjisi diye açıklayabiliriz. Sole, sağlıklı içilebilir su ve kristal tuz ile hazırlanmış bir çözeltidir. Kristal tuzun kafes yapısında sodyum ve klor iyonlarını birbirine bağlayan photenen denen ışık enerjisi, tuz çözündüğünde artık bu su ve tuz çözeltinin yapısındadır. Sole yoğunlaştırılmış enerjidir, sadece tuzlu su çözeltisi değildir. Suyun tuzla birleşmesi, tuzun pozitif iyonlarının suyun negatif kutupları ile sarmalanması … Okumaya devam et Sole — Su ve tuz mucizesi

Tuzumuz tadımız olsun

Günlük beslenmemizin vazgeçilmezlerinden biri de tuzdur. Yanlış duymadınız evet tuz. Beyaz zehir olarak isimlendirilen tuz. Aslında simyacılar su, hava, toprak ve ateşten sonra beşinci element olarak da adlandırırlar tuzu. İnsan bedeni temel iki inorganik maddeden oluşur aslında. Su ve tuz. Tuz eski çağlarda altın kadar değerliydi ve eski medeniyetlerde beyaz altın olarak isimlendiriliyordu. Tabii o zamanlarda bizlere bugün tuz diye yutturulan rafine tuz değil, gerçek … Okumaya devam et Tuzumuz tadımız olsun

Şifacınız sizsiniz

Susuz kalmayı anlamak çok daha sağlıklı hale gelmemizi ve kendi şifacımız olmamızı sağlayacaktır. Dr. Fereydoon Batmanghelidj Suyumuzu düzenli olarak ve içmemiz gereken zaman aralıkları ile tüketmeliyiz ki amacımıza ulaşalım. Amacımız belli. Vücudumuzun içinde biriken toksik maddeleri uzaklaştırmak, dolaşımımızda yeterli miktarda su bulundurmak ve sağlığımızı koruyabilmek ki günümüzdeki en zor işlerden biridir bu. Vücudumuzun olumsuz koşullara dayanma ve adapte olma becerisi çok yüksektir. Vücut, beslenme ve … Okumaya devam et Şifacınız sizsiniz

Kasıtsız su kaybı — Kuruma

Bilim adamları keşfettikleri gezegenlerde yaşamın varolması için önce su ararlar. Su varsa yaşam vardır. Yaşam kaynağımız bitkilerin, tohumlarındaki su oranı %5 – 7 kadardır. Su oranı %15 üzerine çıktığında çimlenme başlar. Yaşam başlar. Çünkü su çok iyi bir çözücü maddedir. Tohumda yaşamı sağlayacak olan maddeler, su oranı artınca suda çözünür ve çimlenme dolaysıyla yaşam başlar. İnsan kanı %94 su, insan beyni %85 su, organlarımız %75 … Okumaya devam et Kasıtsız su kaybı — Kuruma